قوله
تعالى ذرية من
حملنا مع نوح
إنه كان عبدا
شكورا
216- "Ey Nuh ile
Beraber Yüklediğimiz Kimselerin Zürriyeti! Doğrusu o, Çok Şükredici Bir Kul
idi." (isra 3)
أنا يعقوب بن
إبراهيم نا
يحيى بن سعيد
أنا أبو حيان
قال حدثني أبو
زرعة بن عمرو
بن جرير عن أبي
هريرة قال أتى
رسول الله صلى
الله عليه وسلم
يوما بلحم
فرفع إليه
الذراع وكانت
تعجبه فنهش
منها ثم قال
أنا سيد الناس
يوم القيامة
هل تدرون لم
ذاك يجمع الله
الأولين
والآخرين في
صعيد واحد يسمعهم
الداعي
وينفذهم
البصر وتدنو
الشمس فيبلغ
الناس من الغم
والكرب ما لا
يطيقون ولا
يحملون فيقول
بعض الناس
لبعض ألا ترون
ما أنتم فيه
ألا ترون ما
قد بلغكم ألا
تنظرون من
يشفع لكم إلى
ربكم فيقول
بعض الناس
لبعض أبوكم
آدم فيأتون
آدم فيقولون
يا آدم أنت
أبو البشر خلقك
الله بيده
ونفخ فيك من
روحه وأمر
الملائكة فسجدوا
لك فاشفع لنا
إلى ربك ألا
ترى ما نحن فيه
ألا ترى ما قد
بلغنا فيقول
لهم آدم عليه
السلام إن ربي
غضب اليوم
غضبا لم يغضب
قبله مثله ولا
يغضب بعده
مثله وإنه
نهاني عن الشجرة
فعصيته نفسي
نفسي أذهبوا
إلى غيري
أذهبوا إلى
نوح فيأتون
نوحا فيقولون
يا نوح أنت
أول الرسل إلى
أهل الأرض
وسماك الله
عبدا شكورا فاشفع
لنا إلى ربك
ألا ترى ما
نحن فيه ألا
ترى ما قد
بلغنا فيقول
لهم نوح إن
ربي قد عضب
اليوم عضبا لم
يعضب قبله
مثله ولن يغضب
بعده مثله
وإنه كان لي
دعوة على قومي
نفسي نفسي نفسي
نفسي اذهبوا
إلى غيري
اذهبوا إلى
إبراهيم فيأتون
إبراهيم
فيقولون يا
إبراهيم أنت
نبي الله
وخليله من أهل
الأرض فاشفع
لنا إلى ربك
ألا ترى إلى
ما نحن فيه
ألا ترى ما قد
بلغنا فيقول
إبراهيم إن
ربي قد عضب
اليوم غضبا لم
يغضب قبله ولن
يغضب بعده
مثله نفسي
نفسي نفسي نفسي
اذهبوا إلى
غيري اذهبوا
إلى موسى
فيأتون موسى
فيقولون يا
موسى أنت فضلك
الله برسالته
وكلامه على
الناس اشفع
لنا إلى ربك
ألا ترى إلى
ما نحن فيه
ألا ترى ما قد
بلغنا فيقول
لهم موسى إن
ربي قد عضب
اليوم عضبا لم
يغضب قبله
مثله ولن يعضب
بعده مثله
وأني قتلت
نفسا لم أومر
بقتلها نفسي
نفسي نفسي
نفسي اذهبوا
إلى غيري
اذهبوا إلى
عيسى فيأتون
عيسى فيقولون يا
عيسى أنت روح
الله وكلمة
منه ألقاها
إلى مريم روح
منه وكلمت
الناس في
المهد اشفع لنا
إلى ربك ألا
ترى ما نحن
فيه ألا ترى
ما قد بلغنا
فيقول عيسى إن
ربي قد غضب
اليوم غضبا لم
يعضب قبله
مثله ولن يعضب
بعده مثله ولم
يذكر له ذنبا
نفسي نفسي
نفسي نفسي
اذهبوا إلى
غيري اذهبوا
إلى محمد صلى
الله عليه
وسلم وعليهم
أجمعين
فيأتون
فيقولون يا
محمد أنت رسول
الله خاتم
الأنبياء عفر
الله لك ذنبك
ما تقدم منه
وما تأخر اشفع
لنا إلى ربك
ألا ترى ما نحن
فيه ألا ترى
إلى ما قد
بلغنا فأقوم
فآتي تحت العرش
فأقع ساجدا
إلى ربي ويفتح
الله علي ويلهمني
من محامده
وحسن الثناء
عليه شيئا لم
يفتحه على أحد
قبلي فيقال يا
محمد ارفع رأسك
سل تعطه اشفع
تشفع فأرفع
رأسي فأقول رب
أمتي أمتي يا
رب أمتي يا رب
فيقال يا محمد
أدخل من أمتك
من لا حساب
عليهم من
الباب الأيمن
وهو شركاء
الناس فيما
سوى ذلك من
الأبواب
والذي نفسي
بيده ما بين
مصراعين من
مصاريع الجنة
لكما بين مكة
وهجر أو كما
بين مكة وبصرى
[-: 11222 :-] Ebu Hureyre anlatıyor: Bir
gün Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'e et getirilince (eline aldığı)
butu kaldırdı -Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) butu severdi- ve ondan
dişleriyle bir parça kopardıktan sonra buyurdu ki: "Kıyamet günü
insanların efendisi benim. Bunun neden olduğunu biliyor musunuz? Yüce Allah
gelmiş geçmiş bütün insanları bir yerde toplayacak, öyle ki çağıran, sesini
hepsine duyurabilecek, göz hepsini görebilecek. Güneş yaklaşacak insanların gam
ve tasası dayanamayacakları ve tahammül edemeyecekleri dereceyi bulacak.
İnsanlar birbirlerine: ''İçinde bulunduğunuz durumu görmüyor musunuz? Başınıza
geleni görmüyor musunuz? Rabbiniz katında size şefaatçi olacak birini
arasanıza'' diyecekler. Bazısı: ''Babanız Mem'e gidiniz'' deyip Adem'e giderler
ve: ''Ey Adem! Sen insanların atasısın. Allah seni Kendi eliyle yarattı ve
ruhundan sana ü{leyip meleklere emrederek onları sana secde ettirdi. Rabbin
katında bize şefaatçi ol. Halimizi görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor
musun?'' derler. Hz. Adem: ''Allah bugün daha önce gazaplanmadığı ve daha sonra
gazaplanmayacağı kadar öfkelenmiştir. Allah bana o ağacı yasaklamıştı ve ben
Ona isyan etmiştim. Nefsim ... Nefsim ... Siz benden başkasına, Nuh'agidiniz''
der.
Hz. Nuh'a gidip: ''Ey
Nuh! Sen yeryüzüne gönderilen ilk Resulsün. Allah seni şükreden kulolarak
adlandırdı. Rabbin katında bizim için şefaatçi ol. Halimizi görmüyor musun?
Başımıza geleni görmüyor musun?'' derler. Hz. Nuh: ''Allah bugün daha önce
gazaplanmadığı ve daha sonra gazaplanmayacağı kadar öfkelenmiştir. Hem benim
vaktiyle ettiğim bir bedduam vardır ki, onu kavmime etmiştim. Nefsim ... Nefsim
... Siz benden başkasına gidiniz. İbrahim'e gidiniz'' der.
Hz. İbrahim'e giderler
ve: ''Ey İbrahim! Sen Allah'ın peygamberi ve yeryüzündeki dostusun. Rabbin katında
bizim için şefaatçi ol. Halimizi görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor
musun?'' derler. Hz. İbrahim: ''Allah bugün daha önce gazaplanmadığı ve daha
sonra gazapla n maya cağı kadar öfkelenmiştir. Nefsim ... Nefsim ... Siz benden
başkasına gidiniz. Musa'ya gidiniz'' der.
Hz. Musa'ya giderler ve:
''Ey Musa! Allah seni risaletleri ve konuşmasıyla diğer insanlardan üstün
kılmıştır; Rabbin katında bizim için şefaatçi ol. Halimizi görmüyor musun?
Başımıza geleni görmüyor musun?'' derler. Hz. Musa: ''Allah bugün daha önce
gazaplanmadığı ve daha sonra gazaplanmayacağı kadar öfkelenmiştir. Ben,
öldürmeye memur olmadığım bir canı öldürdüm. Nefsim ... Nefsim ... siz benden
başkasına İsa'ya gidiniz'' der.
Hz. İsa'ya gelirler ve:
''Ey İsa! Sen Allah'ın Ruh'u, Allah'ın Meryem'e ilka ettiği kelimesisin.
İnsanlarla beşikteyken konuşmuştun. Rabbin katında bizim için şefaatçi ol.
Halimizi görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?'' derler. Hz. İsa:
''Allah bugün daha önce gazaplanmadığı ve daha sonra gazaplanmayacağı kadar
öfkelenmiştir -Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) onun için herhangi bir
günah zikretmedi- Nefsim ... Nefsim ... Siz benden başkasına, Muhammed'e
gidiniz'' der.
Gelirler ve: ''Ey
Muhammed! Sen Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncususun. Allah senin
geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır. Rabbin katında bizim için şefaatçi
ol. Halimizi görmüyor musun? Başımıza geleni görmüyor musun?'' derler. Kalkıp
Arş'ın altına gelerek Rabbime secdeye kapanırım. Sonra Allah, o anaa benden önce
kimseye nasip etmediği hamd ve övgülerden öyle şeyler bana ilham edecektir.
Bana: ''Ey Muhammed! Başını kaldır. İste verilsin, şefaat et, şefaatin kabul
edilsin'' denir. Başımı kaldmp: ''Ey Rabbim! Ümmetimi, ümmetimi istiyorum''
derim. Bana: ''Ey Muhammed! Ümmetinden hesaba çekilmeyecek olanları Cennet
kapılarının sağından sak, bu girecek kimseler diğer tüm kapılardan da
girebilirler.'' Sonra Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle devam
etti: "Canımı kudret elinde tutan Allah'a yemin olsun ki, Cennet
kapılarından iki kanadın arası Mekke ile Hecer veya Mekke ile Busra arası
kadardır."
Tuhfe: 14927
Diğer tahric: Buhari
(3172,3340,3361); Müslim (194); İbn Mace (3307); Tirmizi Sünen (1837, 3434);
Şemail (167); Ahmed, Müsned (8377); İbn Hibban (6465).